Karaman’da gazeteci tarafından keşfedilen mağara araştırılmayı bekliyor

Türkiye’de karstik arazisi nedeniyle en çok mağaranın bulunduğu illerden biri olan Karaman’da yeni bir mağara daha keşfedildi. Karaman’da gazetecilik yapan ve aynı zamanda doğa tutkunu olan Emirhan Sezen’in bölgede yaptığı araştırmalar sonucunda keşfedilen mağara uzmanlar tarafında da araştırılmayı bekliyor. 
KEŞİF HİKAYESİNİ ANLATTIMağarayı harita uygulamaları üzerinden yaptığı araştırmalar sonucu bulduğunu belirten Sezen, keşif hikayesini böyle anlattı: 
“Ben boş vaktimin neredeyse tamamını doğada geçiyorum. Doğada olmadığım süreç içerisinde ise bilgisayar üzerinden çeşitli araştırmalar yapıyorum. Son yaptığım araştırmada Orta Toroslar bölgesinde inşa edilen barajların çevresindeki akarsuları nasıl etkilediğine bakıyordum.
Harita verileri ile barajların yapılmadan önceki ve sonraki coğrafi durumunu karşılaştırarak sonuca ulaşmaya çalışıyordum. Bahsettiğimiz mağarayı da bu şekilde keşfettim. 
“MAĞARAYI VARSAYIM ÜZERİNE BULDUM”  Bölgede bir baraj inşası sonrası kurumuş bir akarsu yatağının başladığı noktada bir mağara olabileceğini düşünen gazeteci bölgeye gidip mağaranın izini sürdü. Sadece bir varsayım üzerine hareket ettiğini söyleyen Karamandan.com muhabiri Sezen, şunları ekledi: 
“Karaman Burhan köyü sınırları içerisinde inşa edilen göletin yapılmadan ve yapıldıktan sonraki harita verilerini karşılaştırdım. 2009 yılı verilerinde göletin inşa edildiği alanın yaklaşık bir kilometre aşağısında yüksek debili bir akarsu vardı. Tarihi ileri alıp barajın tamamlandığı 2015 senesine baktığımda ise bu akarsuyun tamamen kurumuş olduğunu fark ettim. Akarsu o tarihten bu yana kurumuş vaziyette.
Buradan da anlayacağımız üzere gölet yapıldıktan sonra bu su kurumuş. Kurumuş akarsu yatağını takip ettiğim ise bir kayalık tepenin kenarında son buluyordu. Göletin üzerine inşa edildiği akarsu ile bu nokta arasındaki bir kilometre uzunluğundaki kayalıklar yeraltından bir su geçişi olduğunun kanıtlar nitelikteydi. Ertesi gün bölgeye giderek keşif çalışmasına başladım. Kurumuş akarsu yatağını takip ederek başladığı noktada kayalıkların arasında gerçekten bir mağara buldum. Varsayım üzerine yaptığım keşif beni gerçekten şaşırttı.” 
“BU MAĞARA KESİNLİKLE ARAŞTIRILMALI”Mağaranın içerisine girerek ön araştırma yapan Emirhan Sezen, mağaranın önemini şu şekilde ifade etti: 
“Bu mağara daha önce araştırılmadı. Belki de içerisine ilk kez bir insan giriyor. Çünkü daha 10 sene öncesine kadar buradan yüksek debili bir su çıkışı mevcuttu. Mağaranın devasa girişine kayalıklar arasından küçük şelale yataklarından yukarı tırmanarak ulaşılıyor.
Ekipman olmadan zor bir girişe sahip. Ben mağara ağzına ulaşmak için biraz maceraperest davrandım. Etraftan topladığım kuru dalların üzerine basarak yukarı çıktım. Mağaranın girişi devasa boyutta uzun tünel şeklinde buradan yaklaşık 150 metre menderesler çizerek suyun sifon yaptığı kısımlara ulaşılıyor.
Bu kısımlarda tavan yüksekliği çok alçak. Suyun taşıdığı alüvyonlarla birlikte bir insan ancak sürünerek ilerleyebiliyor. Ben yaklaşık 50 metre kadar sürünerek ilerledim ancak mağara içerisinde tek başına olduğumdan dolayı güvenlik gerekçesiyle bu noktadan sonra geri döndüm.
Mağaranın içerisinde çok serin ve hızlı bir hava akımı mevcut. Zemin yüksek debili suyun taşıdığı taşlar, dal parçaları ve kumla dolu. Burada kesinlikle bir araştırma yapılmalı. Mağaranın eski hidrolojik aktivitesi ve gittiği son nokta tespit edilmeli. Haritalandırılmalı ve koruma altına alınmalı.” 
“HEM SEVİNÇ HEM DE ÜZÜNTÜ YAŞADIM” Keşfettiği mağaranın geçmiş dönemde su taşıma özelliği üzerine konuyu derinlemesine araştıran Emirhan Sezen, barajın yapıldığı noktada da bir mağara daha bulunduğunu ancak bahsi geçen mağaranın yıkıldığını tespit ettiğini söyledi.
Sezen; “Girdiğim mağarada geçmiş dönemde akan su gölet yapıldıktan sonra kurudu. Peki gölet yapılmadan önce bu su mağaranın içerisine nasıl ulaşıyordu. Aklıma oralarda bir yerde subatan olarak adlandırabileceğimiz bir mağaranın varlığı geldi. Bu iki mağara birbiri ile ilişkili olabilir. Çünkü geçmiş dönemde buradan çok yüksek debili bir su akışı olduğunu biliyoruz. Bu ikinci varsayımımda da haklı çıktım. Gölet etrafında dolaşarak eski dere yatağını buldum. Bu dere yatağının bittiği yerde eskiden bir mağara daha varmış.
O mağaranın fotoğraflarına ulaştım. Ancak üzülerek söylüyorum o mağara gölet inşası sırasında yıkılmış. Şu an molozların altında kalmış bir vaziyette ve üzerinden yol geçiyor.
Muhtemelen akan su bu mağaradan yeraltına ulaşıyordu. Orada da bir kilometre aşağıdaki yeni keşfettiğimiz mağaradan çıkıyordu. Bu eski hidrolojik aktivitenin izini sürmek lazım. Mağaranın araştırılması başka gerçekleri de gün yüzüne çıkarabilir.
Benim bilgi ve deneyimim bu kadarına yetti. Bundan sonrasını uzmanların yapacağı araştırmalara bırakıyorum” dedi.